Gerunds and Infinitives Testleri 14
Gerunds and Infinitives Testleri 14
Gerunds and Infinitives Testleri Çöz
Başla
Tebrikler - Gerunds and Infinitives Testleri 14 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1 |
Instead of keeping pointing out the flaws in my scheme, why don't you devise a flawless one yourself?
A | Benim planımda ki hatalara dikkat çekip duruyorsun da sen kendin hatasız bir plan üretmeye çalışıyor musun? |
B | Neden kendin hatasız bir plan üreteceğin yerde, benim planımın hatalarına dikkat çekip duruyorsun? |
C | Benim planımda ki hatalarla uğraşacağına, neden sen hatasız bir tane üretmeyi denemiyorsun? |
D | Benim planınım hatalarına dikkat çekip duracağına neden kendin hatasız bir tane üretmiyorsun? |
E | Benim planımdaki hataları çekip çıkarmaya uğraşacağına, sen kendin hatasız bir plan üretemez misin? |
Soru 2 |
As an adolescent approaches the last years of high school, the adult attitude of planning and working for the future gradually becomes more sensible to him or her.
A | Lisenin son yıllarına yaklaştıkça ergene, bir yetişkin tavrı olan geleceği planlama ve onun için çalışma giderek daha mantıklı gelir. |
B | Bir yetişkin tavrı olan geleceğin planlanması ve onun için çalışılması bir ergen için ancak lisenin son yıllarına yaklaştıkça mantıklı görünmeye başlar. |
C | Lisenin son yıllarına yaklaştıkça ergen, bir yetişkin gibi geleceği planlayıp onun için çabalama konusunu giderek daha mantıklı bulur. |
D | Lisenin son yıllarına yaklaşan ergen için, bir yetişkin tavrı olan geleceği planlama ve o amaçla çalışma giderek daha mantıklı hale gelmektedir. |
E | Lisenin son yıllarına yaklaşan ergen, bir yetişkin gibi geleceğini planlamaya, onun için çalışmaya ve daha mantıklı olmaya başlar. |
Soru 3 |
He has been fined several times for exceeding the speed limit, but this hasn't deterred him from speeding.
A | Hız sınırını aştığı için birkaç kez para cezasına çarptırıldı ama bu onu hız yapmaktan caydıramadı. |
B | Hız sınırını aştığı için birkaç kez para cezasına çarptırılmış olması onun hız yapmasını engellemeye yetmedi. |
C | Hız sınırını aşması nedeniyle birçok kez para cezasına çarptırılmış olsa da o hız yapmaktan vazgeçemedi. |
D | Hız sınırını aştığından birçok kez para cezasına çarptırılmıştı, ama o hız yapmaktan vazgeçmedi. |
E | Aşırı hız nedeniyle birkaç kez para cezasına çarptırılması bile onu hız yapmaktan alıkoyamadı. |
Soru 4 |
In order to have a house as they want, there seems to be no limits to the expenditure they are willing to incur.
A | İstedikleri gibi bir eve sahip olabilmek için sınırsız harcama yapmaya hazır gibi görünüyorlar. |
B | İstedikleri gibi bir eve sahip olmak için yapmaya hazır oldukları harcamanın hiç sınırı yok gibi görünüyor. |
C | Yapacakları harcamanın sınırı çok yüksek gibi görünse de, sonunda istedikleri gibi bir eve sahip olacaklar. |
D | İstedikleri gibi bir eve ancak sınırsız harcama yaparak sahip olabilirler gibi görünüyor. |
E | Yapacakları harcamalara hiç sınır koymuyorlar: yeter ki istedikleri gibi bir eve sahip olsunlar. |
Soru 5 |
Tallness is thought to be one of the characteristics inherited through the genes.
A | Uzun boyluluğun, genler yoluyla edinilmiş özelliklerden biriyle ilişkili olduğu kabul edilir. |
B | Uzun boylu olma özelliğinin, genler yoluyla kazanıldığı düşünülür. |
C | Boy uzunluğunda, genler yoluyla edinilen bir özelliğin etkisi olduğu kabul edilmektedir. |
D | Boy uzunluğuna, genler yoluyla edinilen özelliklerden birinin neden olduğu düşünülmektedir. |
E | Uzun boyluluğun, genler yoluyla edinilen özelliklerden biri olduğu düşünülmektedir. |
Soru 6 |
The real grounds for his objection will no doubt emerge later, but then, it will be too late to put our scheme into use.
A | İtirazının gerçek temelleri kuşkusuz ileride ortaya çıkacak, ama o zaman, planımızı uygulamaya koymak için iş işlen geçmiş olacak. |
B | İtirazının gerçek nedeninin ileride ortaya çıkacağından kuşkum yok, fakat o zaman, planımızın uygulanması için gereken ortamı kaçırmış olacağız. |
C | İtirazının temelinde ne yattığını ileride öğreneceğiz kuşkusuz, ama o zaman, planı uygulamaya koymak için çok geç olacak. |
D | Kuşkusuz ileride itirazının gerçek nedeni ortaya çıkacak, ama o zaman, planımızı uygulama fırsatını kaçırmış olacağız. |
E | Hiç kuşku yok ki itirazının temel dayanakları ileride anlaşılacak, ama o zaman, planımızı uygulamaya koymakta gecikmiş olacağız. |
Soru 7 |
You must have worked really hard to keep your job standing in an environment of such stiff competition.
A | Bu kadar sıkı rekabet ortamına rağmen işini ayakta tutabildiysen, demek ki çok çalıştın. |
B | Bu kadar sıkı rekabet ortamında işini ayakla tutabilmek için çok çalışmış olmalısın. |
C | Çok çalışmış olmalısın ki, bu denli sıkı rekabet ortamında işini ayakta tutabilmişsin. |
D | Çok çalışman gerekse de, bu kadar sıkı rekabet ortamında işini ayakta tutabiliyorsun. |
E | Bu kadar sıkı rekabet ortamında ancak çok çalışarak işini ayakta tutabilirdin. |
Soru 8 |
I’d advise you to reconsider your plan of setting up your own business when the country is on the verge of another economic crisis.
A | Kendine yeni bir iş kurma projeni biraz ertelemeni öneriyorum çünkü ülke yeni bir ekonomik krizin eşiğinde. |
B | Ülke bir ekonomik krizin daha eşiğindeyken kendi işini kurma projeni yeniden gözden geçirmeni tavsiye ederim. |
C | Ülke bir ekonomik krizin daha eşiğinde olduğu için, benim tavsiyem kendi işini kurma projeni biraz ertelemendir. |
D | Ülke bir ekonomik krizin daha eşiğine yaklaşırken, tavsiyem, kendine iş kurma projeni yeniden gözden geçir. |
E | Ülke bir kez daha ekonomik kriz eşiğine gelmişken, yeni bir iş kurma projeni yeniden gözden geçirmeni öneririm. |
Soru 9 |
Showing the salesman the flaw in the china vase, I asked him to make a small discount in the price,
A | Satıcıdan fiyatta biraz indirim yapmasını isterken, porselen vazodaki defoyu da gösteriyordum. |
B | Fiyatta biraz indirim yapmasını talep etmek için, satıcıya porselen vazodaki defoyu gösterdim. |
C | Porselen vazodaki defoya dikkatini çekerek, satıcıya fiyatta indirim yapıp yapmayacağını sordum. |
D | Satıcıya porselen vazonun defosunu gösterip, fiyatta ne kadar indirim yapabileceğini sordum. |
E | Satıcıya porselen vazodaki defoyu göstererek, fiyatta biraz indirim yapmasını istedim. |
Soru 10 |
Big department stores have fixed prices, so I prefer to do my shopping at small shops, where I can bargain.
A | Alışveriş yaparken pazarlık yapabileceğim küçük dükkanları seçmemin nedeni, büyük mağazalardaki sabit fiyat uygulamasıdır. |
B | Büyük mağazalarda sabit fiyat uygulandığından, pazarlık yapabileceğim küçük dükkanlardan alışveriş yapmayı tercih ediyorum. |
C | Büyük mağazaların fiyatları sabit, bu yüzden alışverişimi, pazarlık yapabileceğim küçük dükkanlardan yapmayı tercih ediyorum. |
D | Alışverişimi, fiyatların sabit olduğu büyük mağazalar yerine küçük dükkanlardan yapıyorum, çünkü oralarda pazarlık yapabiliyorum. |
E | Alışverişimi fiyatların sabit olduğu büyük mağazalardan yapmaktansa, pazarlık yapabileceğim küçük dükkanlardan yapmayı tercih ederim. |
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
Sonuçları al.
10 tamamladınız.
← |
Liste |
→ |
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
Son |
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
Correct Answer
You Selected
Not Attempted
Final Score on Quiz
Attempted Questions Correct
Attempted Questions Wrong
Questions Not Attempted
Total Questions on Quiz
Question Details
Results
Date
Score
İpucu
Time allowed
minutes
seconds
Time used
Answer Choice(s) Selected
Question Text
Sona erdi
Daha çok pratiğe ihtiyaç var
Böyle devam et
Kötü değil
İyi çalışıyor
Mükemmel